Ziynet has lived in the UK until the age of 6. She has completed her primary and secondary education, back in Cyprus. As a result of her growing passion for music, she joined the state chorus of Classical Turkish Music in Cyprus and started her professional music education. In 1995, she passed the auditions of the Conservatory of Istanbul Technical University and started attending to the Department of Classical Turkish Music; therefore, she moved to Istanbul, Turkey. In 1999, she graduated with a huge success and came 4th among the graduates of the year.
During her education at the conservatory, she performed at numerous bars and clubs and gained more experience in the music scene. Her first album was released in 2000. Her first single out of this album was "APAPA" (a Turkish cover for a Greek hit by Despina Vandi, which was a huge success previously in Greece). She also got the attention of the Greek audience with this attempt.
Because of the huge interest on the Greek Music, she started taking Greek language and singing classes, and she enhanced her repertoire with modern and traditional Greek songs.
In 2003, with her second release "Aman Kuzum", she was awarded in North Cyprus as the "Artist of the Year".
2003 yılında yayınlanan ve Kıbrıs’ ta yılın sanatçısı ödülünü aldığı “Amman Kuzum” isimli albümü ile uzun süre listelerde yer alan sanatçı, 2006 yılında 3. solo albümü “Mor Yıllar” ı yayınladı. Radyoların play listlerinde ve albüm satış listelerinde uzun süre zirvede kalan sanatçı bu albümde yer alan ve yine bir yunan adaptesi olan “Zordur Oğlum” isimli şarkısı ile tüm Avrupa ülkelerini kapsayan “Euro Dance Web” isimli şarkı yarışmasının halk oylamasında 1. sırada yer aldı...
As a result of her Greek songs in her albums and in her repertoire, she is admired by the Greek audience and she has given many interviews to the Greek press. She also was invited to Greece many times and performed in several events in Athens and Thessaloniki.
Ziynet has created her own style and enjoys the admiration of the public in Turkey. Meanwhile she also enjoys her Greek audience and a lot of Greek musicians want to collaborate with her. Famous Greek songwriter Sofi Pappa is one of them, and she has penned the Greek version of her latest album which is due to be released in Greece soon. In Turkey, the album is released as 2 CD's and the Turkish audience already is enjoying the both versions of the songs.
One of the most famous Turkish musicians, Sezen Aksu penned the song "Beş Çayı" (Enas Kafes) for the latest album of Ziynet, and also let Ziynet record her two other classics like "Olmaz Olsun" and "İstanbul İstanbul Olalı" (Kai S'agapw). The other contributers to the album are Sofi Pappa, Erhan Bayrak, Sinan Akçıl (also the composer of the Turkish song "Düm Tek Tek" in Eurovision 2009), Mustafa Ceceli, Cem İyibardakçı and many others.
The first video out of the latest album was shot for "Herkes Evine" and was directed by Murad Küçük and it was in heavy rotation among the TV stations in Turkey and North Cyprus. The Greek version of the song is also in the rotation at some Greek channels. The next two videos are shot for "Beş Çayı" and "Hava Hoş".
Ziynet has performed at countless concerts and special events in and outside Turkey and she is still going on with her busy schedule for 2009
Dağınık Yatak
Ziynet Sali Lyrics
Jump to: Overall Meaning ↴ Line by Line Meaning ↴
Benden kaçan kurtulan kalbim, geri dönmüyor artık
Yastığa yorgana kurban, her gece bana ortak
Başıma sardığın dertten, mesul değil dağınık yatak
Baştan aşağı düşündüğüm ne varsa, yanılgıdan ibaret
Nasil düşünmedim? dediğin ne varsa, hepsi korkuya ibadet
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
Dönüşünde gözüm yok, benim aklım gidişinde
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
Baştan aşağı düşündüğüm ne varsa, yanılgıdan ibaret
Nasil düşünmedim? dediğin ne varsa, hepsi korkuya ibadet
Dönüşünde gözüm yok, benim aklım gidişinde
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
Dönüşünde gözüm yok, benim aklım gidişinde
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
Dönüşünde gözüm yok, benim aklım gidişinde
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
The lyrics of Ziynet Sali's "Dağınık Yatak" speak of a heavy sense of loneliness, a heart that has escaped and is not returning, and a despair that drives the singer to lay their head on a disheveled bed that seems to be the only constant and faithful presence in their life. The opening lines describe a weight that the singer cannot shake off, a loneliness that defies description because it is all-consuming and inescapable. Their heart has left them, and they are left to contemplate the remnants of their relationship with a sense of loss and confusion. The bed becomes their only refuge, and every night it is their faithful and unspeaking partner, absorbing their pain and sorrow.
The lyrics then take a turn towards a feeling of regret and self-blame. The singer realizes that everything they thought was important, everything they held dear, was just an illusion, a product of their misguided beliefs and fears. They ask themselves why they did not think differently when they had the chance, why they did not see the truth when it was right in front of them. The pain of this regret is compounded by the absence of the one they love, and the realization that their memories have been sold, leaving them with nothing but an empty heart that aches for what has been lost.
The repetition of the final lines of the song underline the sense of despair and futility that the singer feels. There is no hope of a return, no possibility of redemption, no chance for a different ending. The "dağınık yatak," the disheveled bed, is the only constant, the only comfort, the only thing that remains in the wake of the singer's shattered dreams.
Line by Line Meaning
Ağırlaştı üstümde, tarifsiz bir yalnızlık
The unbearable loneliness weighs heavily on me
Benden kaçan kurtulan kalbim, geri dönmüyor artık
My heart that escaped from me, doesn't come back anymore
Yastığa yorgana kurban, her gece bana ortak
Sacrifice to the pillow and blanket, partners with me every night
Başıma sardığın dertten, mesul değil dağınık yatak
The messy bed is not responsible for the trouble you put on my head
Baştan aşağı düşündüğüm ne varsa, yanılgıdan ibaret
Everything I thought from top to bottom is just a mistake
Nasil düşünmedim? dediğin ne varsa, hepsi korkuya ibadet
What you said 'How did you not think of it?' is all worship to fear
Dönüşünde gözüm yok, benim aklım gidişinde
My eyes are absent on your return, my mind is in your departure
Yok sattı hatıralar, senin eksikliğinde
Memories were sold, in your absence
Sahipsiz kaldı varmadı, yüreğim ele öyle
My heart remained ownerless, as it did not arrive like that
Büyük aşk düşün yattı, kapı önlerinde
Great love fell asleep in front of the doors
Lyrics © Universal Music Publishing Group
Written by: Ozan Dogulu, Sila Gencoglu
Lyrics Licensed & Provided by LyricFind
Huseyin Cicek
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında…
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişlerinizin sebebi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak…
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; “Ölmek var, dönmek yok”tur.
Lakin gün gelir anlarsınız içten içe bir şeyin kanadığını…
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya… Şurasından burasından eleştirmeye koyulursunuz: “Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa…”
Başkalarını örnek göstermeye, “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. “Eskiden böyle miydi ya…” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı; açıldıkça bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından.
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu. İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
“Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler…
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya,bir kabusa dönüşür birden… Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size… Hoyrattır, bakmaz yüzünüze…
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar, mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden…
“İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için…” dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız yaşayamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz…
“Madem öyle”nin çağı başlar ondan sonra…
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde günah sizden gitmiştir.
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece…
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre… Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni. Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini…
Gurur duyar onlarla, koynunda besler gözünü oysunlar diye…
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla… “Bana ne… Kendi seçimi” diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre. Ama sonra… Ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da bir kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden…
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz, türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi…
Karşı nehrin kıyısından hasret şiirler haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye…
Dönüp “Seni hâlâ seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden… Dönemezsiniz. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz… Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu…
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz.
taze süt
Yemin ediyorum şu zamandaki sanatçılar yüzünden güzel sesi unutmuşuz 🤚
Faruk Güler
ziynet salinin sesi bi farklı insanı en içten duygularını uyandırıyor
Melis Gürel
Şüphesiz Ziynetin en iyi şarkısı
Ayaz Quliyev
Melis Gürel Ziynetin tüm şarkısı güzel
S Y
Sila sagolsun
Oguzhan Gurbulak
Sıla'nın*
maviturev
Ziynet Sali nin en iyi şarkısı Rüya dan başlar Her şey güzel olacak la devam eder ....
Memories
@maviturev Aynen Rüya number 1
Nuray Korkmaz
Ağırlaştı üstümde tarifsiz bir yalnızlık Benden kaçan kurtulan yüreğin geri dönmüyor artık Yastığa yorgana kurban Her gece bana ortak Başıma sardığın dertten mesul değil dağınık yatak Baştan aşağı düşündüğüm ne varsa yanılgıdan ibaret Baştan yukarı düşünmediğim ne varsa hepsi korkuya ibadet. Dönüşünde gözüm yok benim aklım gidişinde Yok sattı hatıralar senin eksikliğinde Sahipsiz kaldı varmadı yüreğim ele öyle Büyük aşk düşün yattı kapı önlerinde
cihad süzer
Beni hatırladın mı Nuray